Reklam Alanı

19 Şubat 2016 Cuma

★ LOJİSTİK ‪#‎DGS‬

Dikey Geçiş Sınavı 31.7.2016 tarihinde yapılacaktır. Başvurular ise 31 Mayısta başlayacak.
DGS'de 60 Türkçe 60 Matematik (1) sorusu sorulur.
Okul puanı çok önemlidir. Bu yüzden yüksek ortalamalı adaylar avantajlıdır.
DGS'de 30 Tercih hakkı vardır.
DGS'ye giren bir Lojistik Mezunu Açıköğretimden 4 yıla tamamlayabileceği gibi örgün olarak da lisans eğitimi alabilir.
DGS'ye 1. Sınıfta girilebilir fakat tercih yapılamaz. Tercih yapabilmek için 2.sınıf olmak(mezun olabilecek durumda) veya mezun olmak gerekir.
KYK'dan Burs/Kredi alabilmek için eğitime ara vermeden geçiş yapmak gerekiyor. Yani 2.sınıfta sınava girip kazanmanız gerekiyor. Bu durumda o anda aldığınız Burs/Kredi +2 yıl daha size verilmeye devam ediyor.
Lojistik Bölümü mezunları DGS'ye EA klasmanından girer.
Kazandığınız okullar genellikle hazırlığı zorunlu tutuyor. Hazırlığın ardından eğitime başlarsınız. Muafiyet ise önlisans eğitiminizde aldığınız derslere göre farklılık gösteriyor. Okulların %80'i 2.sınıftan başlatıp 1. ve 3. sınıftan fark dersleri vermektedir. Mezuniyet süresi ise 3-5 yıl arasında değişmektedir.
Geçiş yapılabilecek bölümlerin taban puanları farklılıklar göstermektedir. Örneğin işletme(iline göre) 220 Puana kadar düşmektedir.
Önlisans Lojistik Bölümü Mezunlarının geçiş yapabileceği bölümler;
Havacılık İşletmeciliği
İşletme
Lojistik Yönetimi
Sivil Hava Ulaştırma İşletmeciliği
Teknoloji ve Bilgi Yönetimi
Ulaştırma ve Lojistik
Uluslararası Finans Uluslararası
Finans ve Bankacılık
Uluslararası Lojistik
Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık
Uluslararası Lojistik Yönetimi
Uluslararası Ticaret,
Lojistik ve İşletmecilik
Uluslararası Ticaret
Uluslararası Ticaret ve Lojistik
Uluslararası Ticaret ve Lojistik Yönetimi

PTT A2 Ehliyeti Bİlgilendirme


| PTT A2 Ehliyeti Bİlgilendirme |
PTT'nin Mart veya Nisan ayında, personel alımı ilanına çıkacağını duyurmuştuk.
MEB Ehliyet Takvimine göre, Ehliyet için bugün kayıt yaptıran vatandaşın A2 Ehliyeti, eline Mayıs sonu gibi geçecek.
Bu bağlamda PTT'nin Nisan ayında olası bir ilanı durumunda bu tarihlerde alınan ehliyetlerin süresi kabul edilmeyebilir. Zira PTT ehliyetin veriliş tarihi konusunda ya ilanın çıkış tarihini baz almakta veyahut da ilanın son başvuru tarihini baz almaktadır.

THY ve Royal Brunei Havayolları Ortak Uçuşlara Başlayacak


Türk Hava Yolları (TK) ile Royal Brunei Havayolları (BI) arasında, Dubai aktarmalı olarak İstanbul ile Bandar Seri Begawan noktalarını birbirine bağlayarak iki ülke arasında yolcu taşınmasını sağlayacak bir Kod Paylaşımı Anlaşması başlatılacaktır.


Anlaşma, Royal Brunei Havayolları tarafında Ticaret ve Planlama Genel Müdür Yardımcısı Karam Chand ile Network Planlama ve Uluslararası İlişkiler Başkan Vekili Ilyas Rory Teo; Türk Hava Yolları tarafında ise Yatırım ve Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Dr. Ahmet Bolat ile Uluslararası İlişkiler ve İttifaklar Başkanı Özlem Salihoğlu tarafından Antalya’da imzalanmıştır.

Kod Paylaşımı Anlaşması kapsamında Türk Hava Yolları, Royal Brunei Havayolları tarafından icra edilmekte olan Bandar Seri Begawan-Dubai v.v. seferleri için kendi sefer kodu ve numarası ile bilet düzenleyebilecektir. Buna karşılık olarak Royal Brunei Havayolları ise, Türk Hava Yolları’nın icra etmekte olduğu İstanbul-Dubai v.v. seferlerine kendi kodu ve sefer numarası ile biletleme yapabilecek ve böylece iki ülke arasında seyahat edecek yolcular çok daha konforlu bir aktarma ile taşınacaktır. Kod Paylaşımı Anlaşması, 22 Şubat 2016 tarihi itibarıyla uygulanmaya başlayacaktır.

Royal Brunei Havayolları Ticaret ve Planlama Genel Müdür Yardımcısı Karam Chand, Royal Brunei Havayolları’nın iki havayolu arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinden büyük bir memnuniyet duyduğunu belirtmiş ve ilerleyen zamanlarda Kod Paylaşımı Anlaşması’nın genişletilerek iki havayolu için de daha kârlı bir işbirliği sağlanması temennilerini iletmiştir.

Dr. Ahmet Bolat ise, Royal Brunei Havayolları ile imzalanan bu anlaşmanın, Türk Hava Yolları sefer numarasıyla İstanbul’dan Bandar Seri Begawan noktasına kod paylaşımlı seferler icra edilmesini mümkün kılacağını dile getirmiş ve iki havayolu arasındaki işbirliğinin geliştirilerek uçuş ağlarının birleştirilmesiyle, yolcuların iki ülke arasındaki seyahat olanaklarını arttıran bu Kod Paylaşımı Anlaşması’nı imzalamaktan Türk Hava Yolları olarak büyük bir mutluluk duyduklarını ifade etmiştir.

17 Şubat 2016 Çarşamba

Kargo & Nakliyat şikayet artışları

Bildiğimiz üzere taşıma sektörü sadece bir yükü ulaşacağı yere teslim etmekle değil, teslim edilen yere kadar sağlam, zarar gelmeyecek şekilde ve zamanında teslim edilmesi, taşımanın önemini git gide arttırmıştır. Bunun yanında yapılan geç teslimatlar, hasarlı ürünler, teslimat yapacak kişilerin davranışları konusunda müşteri memnuniyeti anlayışı üzerinde gitgide önemini arttırmış fakat firmalar tarafından daha titiz olmaya özen gösterilse de ne yazık ki şikayetlerin önüne geçemediğini bir kez daha görmüş oluyoruz. Şikayetler seneler geçtikçe artış göstererek sektördeki şikayet sayısını arttırmıştır.
Bir şikayet sitesi verilerine göre internet üzerinden edilen Kargo & Nakliyat şikayetleri senelere göre şöyle sıralanmıştır;
2015 senesinde 51.839
2014 senesinde 32.949
2013 senesinde 23.977
Yukarıdaki rakamlar bir büyük değilmiş gibi gözükse de taşımacılıktaki kalite anlayışını ortaya koymaktadır ve gün geçtikçe şikayet sayıları artış göstermektedir.
Peki en çok hangi konulardan şikayet ediliyor ?
Nakliye firmalarında en çok alınan şikayetlerden bir tanesi taşınan yükün hasarlı veya zarar görmüş bir şekilde teslim edilmesi bu sebeple şikayete dönüşmesi,
Kargo firmaları tarafından, ürünlerin geç teslim edilmesi veya edilmemesi, hasarlı teslim edilmesi, kargo firması çalışanları davranışları, geri dönüşlerde yaşanan gecikmeler, şubelerdeki ürün kayıpları, ürünlerin bir başka alıcıya teslim edilmesi, eksik teslimatlar v.b.
Kurye firmalarında yaşanan sorunlar ise kıymetli evrakların kayıp olması, zamanında teslimat yapılmaması gibi birçok şikayetler ile gün geçtikçe büyüyerek kalite anlayışını düşürmekte olduğunu görmekteyiz.
Bir şikayetin meydana gelmesi sebebiyle oluşmasına sebep olan durumlar sıraladığımız gibi ve her geçen gün farklı farklı şikayetlerle gün yüzüne çıkmaktadır. Bu konuda firmalar memnuniyet odaklı çalışmalar başlatmış ise de ne yazık ki tam olarak istenen memnuniyeti veremediğini görmekteyiz. Bunun sebebi gün geçtikçe değişen ihtiyaçlar karşısında güncelliğin tam olarak benimsenmemiş olması, arz-talep kitlesinde daimi değişiklik göstermesi olarak sıralayabiliriz. Ülkemizde bunun üzerinde çalışmalar gerçekleştiren firmalar güvenirlik konusunda kendini müşteriye kanıtlamış durumda rol almaktadır. Henüz bu şekilde kendini geliştirmemiş firmalar bu kritik dönem içerisinde kendini geliştirmediği taktirde güncelliği yakalayamayarak ne yazık ki faaliyetlerini kaybetmektedir. Unutmayın en iyi reklam parayla yapılan büyük dev reklamlar değildir, en iyi reklam müşteridir.

16 Şubat 2016 Salı

Lojistik Mezunlarına İş Bulma Tavsiyeleri

“İyi bir lojistikçi olmanın ilk kuralı, iyi bir lojistikçi olmaya karar vermektir.”
    Lojistik mezunu olan birçok gencimiz, gerek sosyal medyadan gerekse yazılan yazılardan takip ettiğim kadarıyla bir karamsarlık psikolojisi içindeler. Birçoğunun okuduğu bölüm hakkında kafasında birçok soru oluşmuş.
  • Mezun olunca iş bulabilecek miyiz?
  • Bulduğumuz işte kendimizi geliştirebilecek miyiz?
  • Acaba lojistiğe seçerek doğru mu, yanlış mı karar verdik?
Gibi birçok soru lojistik mezunlarının ve hâlihazırda lojistik okuyan birçok öğrencinin kendi kendine sorduğu ana sorular. Peki, bu soruların cevabını nasıl bulabiliriz ve gelecek için duydukları kaygı gerçek mi, değil mi? İşte bu yazıda naçizane tecrübelerimi, yapılması gerekenleri sıralamak istiyorum.
   Lojistik, Dünya’da ki tüm sektörlerin kullandığı ve kullanmak zorunda oldukları bir iştir. Lojistik hayatın tam içindedir. İnsan olarak hayatımız aslında bir lojistiktir. Bir yerden bir yere giderken, bir eşyamızı giysi dolabımıza taşırken, evimize marketten erzak alırken ve verebileceğimiz onlarca örnekle aslında özüne baktığımızda her gün milyonlarca lojistik iş yapıyoruz. İnsan lojistiğin odağındadır ve lojistiğin ana unsuru insandır.
   Bir kere, bir lojistik mezununun mezun olduktan sonra illa ki gidip bir lojistik şirketinde çalışması gerekmez. Birçok firmanın lojistik birimleri zaten var. Onların birinde de çok kolay şekilde çalışılabilir. Tabi ki iş başvurusu yaptığınızda size ilk önce tecrübenizin olup olmadığını soracaklardır. Sizde haklı olarak herhangi bir tecrübenizin olmadığını söyleyeceksiniz.
 İlk kural,
  • “Başvuru yaptığınız yerin aradığı personel kriterlerini iyi anlayın.”
Firma eğer istihdam edeceği yerde tecrübe istiyorsa, zaten gidip iş başvurusu yapmayın. Ama birçok firma özellikle lojistik firmaları, ilk iş başvurusunda tecrübesiz eleman alıp, yetiştirmek ister. Yönetim kadrosunda bir yere müracaat ederseniz tabi ki sizden tecrübe isteyecektir. Sakın işten kaçmayın. En alt kademe neyse ondan başlayarak işe talip olduğunuzu, iş görüşmesi yaptığınız kişiye söyleyin. Staj yaptığınız yerler ile diyaloglarınızı sıcak tutun ve mümkünse staj süreniz boyunca bizzat işe gidin ve çalışın. Bu sizin okul bitiminde hemen bir iş sahibi olmanıza katkı sağlayacaktır. ”Ben üniversite mezunu bir lojistikçiyim, öyle küçük işler ile uğraşamam, evrak dosya işi yapmak, sahada çalışmak için üniversite okumadık” gibi egolara kapılmayın.”Teori iyidir, lakin saha her şeydir”  Unutmayın, sahada öğreneceğiniz her bir bilgi ve tecrübe ileride kariyeriniz için çok önem arz etmektedir. Bende; üniversite mezunu olmama rağmen, sektöre ilk başladığımda sırasıyla;
  • Kuryelik
  • Araç Kuryesi
  • Şube Bilgisayar Operatörü
  • Nokta Şube Sorumlusu
  • Operasyon Sorumlusu
  • Şube Müdürü
  • Bölge Satış Sorumlusu
  • Genel Müdürlük Lojistik Satış Yönetmeni
   Olarak kariyer yaptım ve bu yönde devam ediyorum. Kuryelik yaptığım esnada öğrendiklerimi, kesinlikle hiçbir kitaptan öğrenmedim. Öğrenemezdim de! Bu sebeple, eğer gerçekten lojistikçi olmak istiyorsanız, mutlaka en alt kademeden başlayın. Bayan mezunlar tabi ki kuryelik yapmasın ama iş süreçleri içinde onlara da uygun iş öğretileri mevcuttur. Evrak takibi, operasyon süreç takibi, proje bazlı işlerin telefon trafiği, müşteri ilişkileri vb. bayan mezunların yapabileceği işlerdir. Lojistik sektörü her zaman aktiftir. Kendinizi iyi yetiştirirseniz her zaman çok kolay iş bulabilirsiniz. Lojistik sektöründe her zaman personel aranır. Tecrübeniz yok diye korkmayın. Tecrübe kazanmak için çaba sarf edin. Kendinizi işe iyi adapte eder, gerçekten öğrenmek için çalışırsanız başarı merdivenlerini teker teker çıkarsınız.
  Korkmayın!
  Lojistik bölümü okuyarak çok doğru bir karar verdiniz. Tek yapmanız gereken sabırlı olmak ve tecrübe kazanmaktır.”Hiç kimse başarı merdivenlerini eli cebinde çıkmamıştır.”

5 Şubat 2016 Cuma

Benzinli araçların aylık akaryakıt masrafı 350-400 TL

Akademetre, Türkiye genelinde 12 ilde gerçekleştirdiği araştırma ile tüketicilerin akaryakıt satın alma davranışlarını belirledi.
Türkiye’nin önde gelen araştırma şirketlerinden Akademetre Araştırma & Stratejik Planlama’nın gerçekleştirdiği “Akaryakıt Satın Alma Davranışları” başlıklı araştırması, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Tekirdağ, Adana, Samsun, Kayseri, Diyarbakır, Trabzon, Erzurum ve Malatya olmak üzere 12 ilde gerçekleştirildi.
Kantitatif araştırma yöntemiyle önceden hazırlanmış soru formuna bağlı yüz yüze görüşmelerle 784 kişiyle yapılan araştırmada, katılımcıların yüzde 85,6’sını erkekler, yüzde 14,4’ünü kadınlar oluşturuyor. Sosyo ekonomik statü itibariyle yüzde 2,9’u A, yüzde 17,4’ü B, yüzde 32,4’ü C1, yüzde 27,8’i C2, yüzde 19,3’ü D, yüzde 0,2’si E grubunda olan katılımcıların yüzde 58,1’i evli, yüzde 38,2’si bekar, yüzde 3,7’si diğer olarak belirtiliyor. Hane halkı geliri itibariyle ise yüzde 2,3’ünün 1.000 TL’den az, yüzde 21,8’inin 1000-1.999 TL, yüzde 27,4’ünün 2.000-2.999 TL, yüzde 24,7’sinin 3.000-3.999 TL, yüzde 9,6’sının 4.000-4.999 TL, yüzde 6,4’ünün 5.000-5.999 TL, yüzde 6,7’sinin 6.000 TL ve üzeri, yüzde 1,2’sinin ise gelir beyan etmediği belirtiliyor.
Kaliteli ve temiz ürün tercih nedeni
Araştırmaya göre akaryakıt satın alırken katılımcıların yüzde 63,9’u kaliteli ve temiz ürün, yüzde 63,7’si fiyat, yüzde 49’u marka, yüzde 33,7’si yakın mesafe, yüzde 33’ü alışılagelmiş firma, yüzde 23,9’u kampanya, yüzde 22,4’ü tavsiye, yüzde 18,7’si puan ve indirim kartı, yüzde 14,7’si istasyona ilişkin özellikler, yüzde 9,9’u personele ilişkin özellikleri dikkate alıyor.
Akaryakıt satın alma sıklığına bakıldığında ise benzinli araç sahiplerinin yüzde 5,1’inin haftada 6-7 kez, yüzde 5,4’ünün haftada 4-5 kez, yüzde 27,6’sının haftada 2-3 kez, yüzde 41,2’sinin haftada bir kez, yüzde 9,5’inin 15 günde bir kez, yüzde 10,8’inin ayda bir kez, yüzde 0,3’ünün iki ayda bir ve daha seyrek akaryakıt satın aldıkları belirleniyor. Dizel araç sahiplerinin ise yüzde 14’ünün haftada 6-7 kez, yüzde 8,9’unun haftada 4-5 kez, yüzde 25,5’inin haftada 2-3 kez, yüzde 34,9’unun haftada bir kez, yüzde 8,7’sinin 15 günde bir kez, yüzde 6,5’inin ayda bir kez, yüzde 9,4’ünün iki ayda bir ve daha seyrek akaryakıt satın aldığı açığa çıkıyor.
Akaryakıta ayda ne kadar harcıyoruz?
Aylık toplam yakıt harcaması itibariyle benzinli araç sahiplerinin aylık harcama ortalaması 354,6 TL, dizel araç sahiplerinin aylık harcama ortalaması 370,3 TL olarak belirleniyor.
Akademetre’nin araştırmasında sorulan “En son iki benzin/dizel alışverişinizde kaç liralık harcama yaptınız” sorusuna benzinli araç sahiplerinin 102 TL, dizel araç sahiplerinin ortalaması 118 TL olarak belirleniyor.
Marka sadakati yüzde 68
Araştırmada “Sürekli aynı marka akaryakıt mı satın alırsınız, yoksa farklı akaryakıt markalarını mı?” sorusuna katılımcıların yüzde 68’i aynı markadan satın aldıklarını belirtirken, yüzde 32’si farklı akaryakıt markalarını tercih ettiklerini belirtiyor. Akaryakıt istasyonunun servis dışı olması durumunda ise katılımcıların yüzde 44,8’i aynı markanın başka istasyonunu tercih edeceğini, yüzde 11,6’sı acil değilse akaryakıt almaktan vazgeçeceğini, yüzde 34,5’i ikinci tercihi olan markanın istasyonuna gideceğini, yüzde 9,1’i ise yol üstündeki herhangi bir istasyondan akaryakıt satın alacağını belirtiyor. Bu verilere göre sadık müşteri oranının yüzde 56,4 olduğu açığa çıkıyor.

4 Şubat 2016 Perşembe

Bakanlık’tan İzmir’deki yat limanı yatırımlarına destek

İzmir Körfezi’nde yapımı planlanan Bayraklı Yat Limanı’nın ardından Aliağa’daki Yenişakran Yat Limanı’nın imar planı da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda askıya çıkarılırken, denizcilik sektörü Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın yat limanı projelerini hızlandırmasına tam destek verdi.

İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, “Yatla ülkemize gelen turist, bir kruvaziyer yolcudan 30 kat fazla döviz bırakıyor. Üstelik bölgemizdeki yat limanlarının tamamına yakını yüzde 110 kapasite ile çalışıyor. Deniz turizminden daha fazla gelir elde etmek için, ülkemizin yat bağlama kapasitesini artırmalıyız. Ege kıyılarında kendine has özelliğe sahip olan ve farklı müşteri gruplarına hitap eden yeni yat limanı yatırımlarına ihtiyacımız var” dedi.
“Akdeniz’de rakiplerin gerisindeyiz”
Deniz turizminin kruvaziyerden dalışa, rüzgar sörfünden yatçılığa kadar çok geniş yelpazeye sahip olduğunu vurgulayan Öztürk, “Sadece bir alana bağlı kalmak yerine, deniz turizminin her türünü geliştirmek zorundayız. Yatçılık, Ege ve Akdeniz bölgelerimizde rekabetçi üstünlüğe sahip olduğumuz turizm çeşidinin başında geliyor. Yat turizmi dünyada çok hızlı büyüyor. Her yıl yüzde 8 büyüyen bu pazardan Türkiye de payını almalı. Ülkemizde mavi tur, yıllık 3 bin dolayında charter seferi, 30 bin yatak kapasitesi, 300 bin turiste; günlük yat turları 1.500 tekne ile yılda 1,5 milyon turiste ulaşıyor. Marina sektörümüz ise 56 marina ve 21 bin 617 bağlama ve çekek yeri kapasitesine sahip. Ancak Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler başta olmak üzere rakiplere göre coğrafi avantajımızı gerektiği gibi değerlendiremiyoruz. Fransa, İtalya, İspanya ve Hırvatistan’ın ardından 5. sıradayız. 2023 yılı için planlanan 50 bin yat bağlama kapasitesine ulaşsak bile, İspanya’nın ardından 4. sıraya yükselebileceğiz” diye konuştu.
“İzmir yatırımlara sahip çıkmalı”
Yat trafiğinin 20 yıl içinde 3 katına çıkmasının beklendiğini ifade eden Öztürk, Ege kıyılarında yapılacak her yeni yat limanının talep artışını tetikleyeceğini söyledi. Hedeflere ulaşmanın, yeterli yat bağlama kapasitesinin zamanında arzıyla mümkün olabileceğine dikkat çeken Öztürk, “Ayvalık’tan Didim’e uzanan sorumluluk sahamızda 3 bin denizde bağlama kapasitesine sahip 8 yat limanı bulunuyor. Bölgemizde yat limanları yetersiz kalıyor ve birçoğu yüzde 110 dolulukla faaliyet gösteriyor. Bağlama sayısının artırılması, Akdeniz çanağından aldığımız payı artıracaktır. Halen inşası devam eden ve ihaleye hazırlanan yat limanları ile birlikte 2020 yılına kadar 30 bin bağlama kapasitesine ulaşılacağı tahmin ediliyor. Yenişakran, Karaburun, Yeni Foça, İnciraltı, Bayraklı, Çeşmealtı, Çeşme Şifne, Seferihisar Ürkmez marina projeleri İzmir bölgesi içinde planlanmış olup, bu projeler bölgedeki yat turizmi potansiyelini önemli ölçüde artıracaktır. Turizm ile ülkemizi ve bölgemizi kalkındırmayı istiyorsak, İzmir olarak yat limanı yatırımlarına sahip çıkmalıyız. Bu alanda gidecek çok yolumuz var. Özellikle İzmir Körfezi içinde yapılacak yeni yat limanları, güzel şehrimize yepyeni bir görünüm kazandıracaktır. Ayrıca bölgemizde küçük tekne talebiyle tekne satışı ve imalatını tetikleyecek, İstanbul’daki gibi tekne bağlama yerlerine ve tekne parklara ihtiyaç duyuyoruz” dedi.